| 16 Mart 2015 |
Köroğlu Gazetesi Muhabiri Arzu Sarı, köşe yazısında AK Parti Milletvekili Milletvekili aday adayı Hüseyin İka’ya sert sözlerle yüklendi. Sarı, “İşte, hırsın bürüdüğü insanlar, keskin sirkenin kabına verdiği zarar gibi sırf daha fazla güç ve iktidara ulaşma hayali ile doğrularına arkasını dönerek Demek böyle bitiriyormuş kendisini” ifadelerini kullandı.
Arzu Sarı'nın köşe yazısı...
İNSAN KENDİSİNİ NASIL BİTİRİR
İnsanda nefs-i emmare denen bir şey vardır ki insanın buna teslim olmaması büyük meharettir. Bunların en başında üstün maddî imkanlar ve güce ulaşmak gelir.
Sen ki, bir şehirde önde gelen kişilerden birisisin, başarılı bir cerrah, karizmatik bir kişilik, milliyetçi görüşüyle dik bir duruş, insanların sevgi ve güvenine erişmişken…
Üstelik ideolojisini benimsediğin partide öne çıkmış, Belediye Başkanlığı için aday olarak gösterilecekken…
Her şey çok yolunda ve onurlu bir şekilde devam ederken…
İşte o noktada nefs-i emmarene yenik düşüp…
Daha çok para, daha fazla güç, iktidar nimetlerinden faydalanma, daha fazla yükselme…
Daha, daha, daha…
Derken…
Betona çakılma.
Güvendiği dağlara kağ yapması, umduğunu bulamaması, Midyat’a pirince giderken eldeki bulgurdan olması
Böyle bir şey olsa gerek.
Kendisine inanan ve güvenen insanları yüz üstü bırakıp, o çok inandığı değerlerden vazgeçerek; eleştirdiği, siyasetini tasvip etmediği liderin iktidar olduğu partisine ani kırdığı direksiyonla bir anda geçip, kısa bir süre sonra çok daha yüksek mevkilere getirileceğini düşünerek belediye başkan yardımcılığı yapması ve sonraki gelişmeler…
Çok güvendiği Başkan ağabeyinden umduğunu alamayan cerrahımız daha sonra milletvekili aday adayı olsa da bugün bu aday adaylık sürecini kendi kendisine yaşıyor.
Ne temayüle, ne mülakata alınan bu aday adayı, aday olarak gösterilmeyeceğini bile bile hatta partiden neredeyse diskalifiye edildiğini göre göre gururundan bu süreci kamuoyuna yaşıyormuş gibi gösteriyor.
Fısıltı gazetesinde açık açık yer almasına ve kamuoyunda konuşulmasına rağmen herkesin bildiği ama resmen gündeme getirilemeyen bu gerçeği ben de, aynı partide milletvekilliği görevini bana göre başarıyla yerine getiren Ali Ercoşkun’un sözlerinden yola çıkarak yazdım.
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Bolu Milletvekili ve yine aday adayı olan Ali Ercoşkun basınla yaptığı toplantıda ‘Malum Şahıs’ diyerek bahsettiği kişinin adeta partiden nasıl dışlandığını anlatarak cerahımızın Beşir Atalay’ın uyarılarına rağmen aday adayı olarak sonraki süreci de tek başına yaşadığını anlattı.
Ercoşkun, “Olay çok açık ve net. İlk aşama olan temayül yoklamasında bittikten sonrasını konuşmak bile anlamsızdır. Ama tabi ki siyaset uzun soluklu bir şeydir. Geleceğe yapılan bir yatırım söz konusu olabilir. Malum şahsın ne düşündüğünü bilemem” dedi.
‘Geleceğe yapılan yatırım’ dan kasıt, cerrahın vaktinde alındığı başhekimlik görevine geri dönebilmek için bunun bir alt yapı çalışması olup olmadığını ilerleyen zamanda göreceğiz ancak yapılan bir ankette malum şahsın Ercoşkun’un önünde bir oranla partinin ilk üç sıralamasında gösterilmesi inandırıcı olmadı.
Ercoşkun seçime kadar parti tarafından çeşitli yerlerde görevlendirilirken Başbakan Davutoğlu’nun memleketi olan Konya’da temayül yoklamasında görev alması sağ kollardan biri olduğunu gösterir ki, gösterge olan pek çok başka konuda olduğu gibi Ercoşkun’un partideki yerinin gayet sağlam olduğu ortadadır.
Madem ki önümüzde bir Adalet ve Kalkınma Partisi gerçeği vardır, söz konusu olan Bolu ise bu partiden milletvekili adaylık listesinde olması gereken en önemli kişi de Ali Ercoşkun’dur.
Ercoşkun’un vaktinde malum şahıs için söyledikleri bugün bir bir ortaya çıkarken, aksini iddia edenler de artık Ercoşkun’un safhında yer almıştır.
Ercoşkun’un bugün yine ilk üçte şansı olmadığını söylediği o malum şahsın bundan sonra partide de bir şansı olamayacağı görülüyor.
Azim ve hırs farklı şeylerdir.
Azme Ercoşkun'u örnek verirsek, hırs için malum şahıs en güzel örnek olur...
Malum şahıs, kendisine inananları zamanında yüz üstü bırakmayıp, o partiden yerel seçimlere girseydi kazanamasa bile bugün çok daha saygın, sevilen ve güvenilen bir kişi olarak kamuoyunda devleşirdi eminim. Azimle ilerlediği yolda elbette başarı da onu bekliyor olacaktı.
Bir insana kendisinden başka kimse zarar veremez derler ya, bu söze en güzel örnek bu olsa gerek.
İşte; hırsın bürüdüğü insanlar, keskin sirkenin kabına verdiği zarar gibi sırf daha fazla güç ve iktidara ulaşma hayali ile doğrularına arkasını dönerek…
Demek böyle bitiriyormuş kendisini…
Azim evet, ama hırsın insanları ne hale getirdiğini görüyoruz…
Allah aç gözlülükten hepimizi korusun…
Allahümmahfezna…
