| 20 Aralık 2019 |
Haber: Sevgi PİLGİ
Çin yönetiminin zulmü altındaki Uygur Türkleri’ne karşı yapılanları kınamak amacıyla İHH Bolu Şubesi bir basın açıklaması düzenlendi. İHH Şube Başkanı Fethi Sarımsakcı, “Sivil toplum kuruluşlarının Doğu Türkistan’ı ziyaret etmeleri sağlanmalı. Tüm dünyadaki vicdan sahipleri, Çin hukuksuz uygulamalarına son verinceye kadar Çin mallarını boykot etmelidir” ifadelerine yer verdi.
Doğu Türkistanlıların uğradığı insanlık dışı muameleye dur demek amacıyla Kadı Camii önünde toplanan kalabalık “Türkistan’a selam, direnişe devam” “Türkistan bizimdir, bizim kalacak” sloganları attı.
İHH(İnsani Yardım Vakfı) Bolu Şube Başkanı Fethi Sarımsakcı, Çin tarafından uzun yıllardır asimilasyon ve yıldırma politikaları yürütülen Doğu Türkistan’ının tüm dünya gündeminden saklandığını ifade ederek, “Müslüman Uygurlar her türlü hak ihlaline maruz bırakılmaktadır. 2017 nisan ayından itibaren Doğu Türkistandaki Uygurları, hapishanelere veya zorunlu Politik Eğitim Kamplarına göndermesi ve beyin yıkamaya yönelik uygulamaları Çin için yüz kızartıcı yeni bir fiildir. Çin’in Eğitim Kampı olarak adlandırdığı toplama kamplarında 1-3 milyon insanının bulunduğu tahmin edilmekte. Evlerinden, yurtlarından, eş ve çocuklarından zorla ayrılan insanların sayıları her geçen gün artarken aynı zamanda uygulanan işkence ve zulümler neticesinde yüzlerce insan hayatını kaybetmektedir. Birçok aileye akrabalarının cesedi teslim edilmiş ancak ölüm nedeni hakkında herhangi bir açıklama yapılmamıştır. Kampların yaşam koşulları çok kötü durumdadır” dedi.
“BASKILAR GÜN GEÇTİKÇE ARTMAKTADIR”
Çin yönetiminin bütün Uygurları suçlu olarak kabul ettiğini, din ve geleneklerine bağlı Uygurları terörist olarak gördüğünü belirten Sarımsakcı, “Toplama kamplarında mahkumları su tankına doldurma, kadın tutukluların vücutlarında sigara söndürme, bileklerinden asılan tutukluları copla dövme, elektrik verme, acı verici nesnelerle dövme, soğukta bekletme, uykusuz ,aç ve susuz bekletme gibi kötü muameleler yapılmaktadır. Bu kamptaki Uygurlar kendi inançlarını değiştirmeye ve Komünist Parti ideolojisine boğun eğmeye zorlanıyorlar. Doğu Türkistan’daki Uygurlara yönelik dini baskılar gün geçtikçe artmaktadır. Baskılar 1970’li yıllardaki ‘Kültür Devrimi’nden sonra en üst noktaya ulaşmıştır” şeklinde konuştu.
“KÜLTÜREL BİR YIKIM GERÇEKLEŞTİRMEKTEDİR”
Çinin bu zulme son vererek, inanç ve ibadetlere yönelik baskıları bir an evvel kaldırması gerektiğini vurgulayan Sarımsakcı, “Cami ve mescitlerin birçoğu yıkılmış, bazıları eğlence mekanlarına dönüştürülmüştür. İslami kıyafetler yasaklanmıştır. Ramazan ayında oruç tutmak suçtur. Uygurların tarihi eserlerini yok ederek kültürel bir yıkım gerçekleştirmektedir. Sivil toplum kuruluşlarının Doğu Türkistan’ı ziyaret etmeleri sağlanmalı. Tüm dünyadaki vicdan sahipleri, Çin hukuksuz uygulamalarına son verinceye kadar Çin mallarını boykot etmelidir” ifadelerine yer verdi.
Basın açıklaması dua edilerek son buldu.
