| 18 Ağustos 2020 |
Özel Haber: Sevgi PİLGİ
Bolu’da Yukarı Çarşı’da baba mesleğini sürdüren Alyanaklar Manifatura’nın sahibi Selçuk Özkan, işyerinin isminin hafızalara kazındığını belirterek, “Bizi burada herkes tanır. Bunun sebebi çarşının en eskisi biziz. Burası ölmez. Burası Bolu’nun ticaret merkezi. Ticaret burada şekilleniyor. Yukarı çarşı bir bağımlılık oldu” dedi.
60 yıldır Yukarı Çarşı’da esnaflık yaptıklarını belirten 49 yaşındaki Selçuk Özkan, “30 yıldır burada çalışıyorum. Büyüklerim emekli oldu. Babam 10 yıldır emekli. İlk dükkan 1960 civarında açılmış. Bende çocukluk dönemlerimde okuldan çıkıp buraya yardıma gelirdim. Liseyi bitirip kendi tercihimle burada çalışmaya başladım. Zamanla alıştık. Artık pazarları bile dükkana uğruyorum. Esnaflık bizim için ayrı. Yukarı Çarşı bir bağımlılık oldu, burası ikinci evimiz. Evden çok burada zaman geçiriyoruz. 14 yaşında bir oğlum var. Bu işi yapmaya pek niyeti yok. ‘Ben okumak istiyorum, esnaf olmak istemiyorum’ dedi bana. Ben de onu zorlamadım. Hayatı öğrenmesi için onu arada buraya getiriyorum” şeklinde konuştu.
“DÜKKANIN İSMİ HAFIZALARA KAZINDI”
İnsanların alışveriş yapmaları için ortada bir güven ortamının olması gerektiğini vurgulayan Özkan, şunları söyledi:
“Burada bir güven vardır. Burada kimseyle bir problemim olmaz. Herkesin dükkanına girip çıkarım. Müşteriyi kazanmak çok zor ama kaybetmek çok kolay. Güven sağlandığı zaman her şey halledilir. Bizi burada herkes tanır. Bunun sebebi çarşının en eskisi biziz. Bu dükkan 1970’den bu yana var. Tabi biz de buranın yerlisi olduğumuz için dükkanın ismi artık hafızalara kazındı. Bir şey alınacağı zaman akla geliyor. Tüller bize top halinde geliyor. Biz de müşterinin evine gidip ölçüsünü alıyoruz, fikir veriyoruz. Camın ölçüsüne göre kesiyoruz. Terzimize verip, dikildikten sonra teslim ediyoruz. Biz eskiden sadece kumaş satardık. Çağın şartlarına göre sattığımız ürünler değişiyor tabi. Biz eskiden hazır ürün de satıyorduk. Bolu’ya sonra LC Waikiki geldi. O gün kıyafet satmayı bırakmaya karar verdim. Çok zor çünkü. Çağa biraz daha ayak uyduralım dedik, perdeye yöneldik. AVM’lerde perde sektörü henüz yok. Perde sektörüne biraz daha ağırlık verdik. Sektör değişti.”
“İNTERNET ÇIKTI MERTLİK BOZULDU”
Evlenecek çiftlerin buraya geldiği zaman evinin yüzde 80 ihtiyacını kendilerinden gördüklerini söyleyen Özkan, “Eskiden urba dediğimiz şeyler olurdu. Kız ve erkek tarafının tüm akrabaları komple gelirdi. Tepeden tırnağına her şeyini alırlardı. Bohçaları tutardı. Onu alıp giderlerdi. Patatesini sattıktan sonra parasını alıp gelirdi. Urba artık bitti. İnternette ticarette çıkınca mertlik bozuldu. İnsanlar alışveriş yapmadan önce internetten bakıyorlar. Sektör zorlaştı. Bizden iki şey alıyor, öbür taraftan birkaç şey alıyor. Parça parça tamamlıyor ürünlerini. Şimdi gelinler kaynanalarıyla arasından bir tartışma da var. Kaynanalar gösterişli ürünler tercih ederken, gelinler daha sadelikten yana oluyor” dedi.
“YILAN, BÖCEK GELMEYEN BİR KEFEN İSTEDİ”
Kendisine gelen en ilginç talebin yılan geçirmez bir kefen olduğunu ifade eden Özkan, “Bir gün bir teyze kendisi için kefen almaya geldi. Hazırlık yapıyormuş. Yılan, böcek gelmeyen bir kefen istedi benden. Teyzeye güldüm, ‘yılanın gelmemesi senin günahın ve sevabın ile alakalı bir şey’ dedim kendisine. Sabaha karşı dükkanı açtığımız çok oldu. Gecenin birinde kefen için ararlar. Eskiden kefeni biz hazırlardık. Kumaşı kesip içine pamuk, eldiven, sabun gibi malzemelerini içine koyup bekletirdik. Sonra onun hazırları çıkınca onları satmaya başladık. Müşterinin memnuniyetsiz bir halde gitmesi beni üzüyor. Yanlış anlaşılmalar olabiliyor. Bir üründe bir sıkıntı olduğu zaman müşteri ile hayatta polemiğe girmem. Burası ölmez. Burası Bolu’nun ticaret merkezi. Ticaret burada şekilleniyor. Kuyumcusu, ayakkabıcısı her şeyi burada. Esnaflar müşteriye karşı saygılı olsunlar. Bir tane mendil alan da aynıdır, bir top kumaş alan da bizim için kapıdan giren herkes değerlidir. Diğer esnaflarla aramızda tatlı bir rekabet vardır” ifadelerini kullandı.
