9 Temmuz 2017 |
Haber: Hakan Aydın – Sefa Günay - Bolu Takip Gazetesi
Bolu’da FETÖ’nün Çatı Davası devam ediyor. Örgütün Bolu’daki önemli isimlerinden olduğu iddiasıyla tutuklanan Avukat Erol Altıntaş, tam 305 dakika ifade verdi. Altıntaş’ta diğer sanıklar gibi örgüt üyesi olmadığını iddia etti.
İŞTE ALTINTAŞ'IN İFADESİNİN SATIR BAŞLARI
SADECE MESLEĞİMİ İCRA ETTİĞİM İÇİN
28 yıl avukatlık yaptım. Kader buymuş. Bir gün bu salona gelebileceğim zaman zaman aklıma geliyordu. Belki bir trafik kazası, belki bir ani sinir ile yapabileceğim bir eylem sonrası bende mahkemeye çıkabilirim diye düşünüyordum. Ancak silah bir terör üyeliğinden sanık olarak yargılanacağım hiç aklıma gelmezdi. Demokrasiyi, insan haklarını ve demokratik hukuk devletini savundum. Bunlara da yürekten inanıyorum. Dilim döndüğünce bulunduğum her ortamda inandıklarımı söyledim. Huzurunuza sadece mesleğimi icra ettiğim için getirildiğimi düşünüyorum.
ŞİRKETİN AVUKATI DEĞİL CEMAATİN AVUKATI ALGISI OLUŞTU
Polat A.Ş’nin yurt ve okulları 17/25 aralık sürecinden sonra mühürlendi. 2001 yılından buya bahse konu şirketin avukatlığı ve hukuk danışmanlığını yapıyordum. Bahsettiğim tarihten sonra kamu otoritesi, gelir idaresi ve belediye idaresi şirketi sağdan soldan sıkıştırmaya başladı. Bende bu dönem şirketin hukuki haklarını savundum. Bu durum basında sık sık yer alınca ‘şirketin avukat’ı değil ‘cemaatin avukatı’ olduğum algısı kamuoyunda oluştu. Bu dönemde tereddüt ve korktuğum dönemler oldu. Fakat yoğun aramaların yapıldığı o dönemlerde uzun süredir bana hukuki işlerini veren şirketin avukatlığını bırakmamam vefasızlık olurdu. Bende işimi yaptım. Bu esnada emniyetle tanıştım. 2-3 ay kadar şirketin evrak ve kayıtları incelendi. Sürekli kolluk personeli ile irtibatım oldu. Kolluk personelinde de cemaatin avukatı algısı oluşmuş olabilir.
HAKİME SORDUM; MANTIKLI CEVAP VEREMEDİ!
Adliyeye getirilmek üzere emniyetten çıkartılırken 75 metre yürütülerek teşhir edildik. Masumiyet karinemiz çiğnendi. Adliyede ise her hangi bir sıkıntı ile karşılaşmadım. Burada aleyhime delil olarak şikayet dilekçesi ve sosyal medya paylaşımlarım gösterildi. Yargılama sonrası adli kontrol şartı ile serbest kaldım. Evi ulaştığımda emniyetten arandım. Adliyeye gelmemi istediler. Adliyeye geldiğimde ise tekrar hakim karşısına çıktım ve tutuklandım. Tutuklanmama sebep olan olayların gazetede çıkan haber olduğunu, bir siyasi partinin il başkanın başsavcı ile görüştüğünü benim tutuklanmam konusunda algı oluşturulduğunu duydum. Tutuklanmam sebep olan şeyde budur. Bu durumu tutuklamamı gerçekleştiren hakime sordum. Mantıklı cevap veremedi.
BYLOCK BİLGİLERİ HUKUKİ OLMAYAN YOLLARLA ELE GEÇİRİLMİŞ
Bylock programını kullanmadım. Kullandığım yönündeki iddiaları kabul etmiyorum. 18.08.2016 tarihinde TEM şubece düzenlenen tutanakta Bylock isimli programı kullanmadım. Belirtilmiş. 10.02.2017 tarihinde düzenlenen tutanakta ise Bylock kullandığım belirtilmiş. Bylock kullandığım tespiti nasıl yapılmış belli değil. Telefonumu ikinci el almıştım. Muhtemelen kaçak bir telefondu. Kapanacağı şeklin birde mesaj gelmişti. Ancak telefonum kapanmadı. Aynı İME kullanan telefonlardan sahte olanının kapandığını öğrenmiştim ancak benim telefonum kapanmadı. Kullandığım teflona ait İME numarasına sahip başka bir telefonun bu programı yüklemiş olabileceğini düşünüyorum. Benim İME numaramı kullanan başka bir telefonun olup olmadığını araştırılmasını istiyorum. MİT’in 2015 yılında Bylock’a ait ana server’a sızarak Bylock bilgilerini ele geçirdiği biliniyor. Şu andaki mevcut Bylock listeleri de buradan elde edilen bilgiler. CMK’nın 134’üncü maddesine aykırıdır. Bu kayıtlarda hukuki olmayan yollarla elde edildiği için delil olarak kullanılamaz. Eğer benbu programı kullanmış isem kimlerle, ne içerikle konuştuğum, örgütsel faaliyetler için kullanılıp kullanılmadığı tespit edilmelidir. Böylede bir tespit bulunmamaktadır.
‘İNADINA’YI NASIL AÇIKLADI?
Aleyhime ifade veren İmdat Arslan, Mücahit Erdoğdu,Serkan Özmarka, Sadi Yıldız, İnan Kalaycı, Suat Uzun, Necati Durukan, Ahsen Naci Yıldız, Savaş Yıldız, İsmail Hakkı Özmen ve Ertuğrul Fatih Tıraş’ın beyanlarını kabul etmiyorum. Bank Asyada hesabımın bulunması hakkındaki suçlamaya delil olarak kabul edilmiş. Ben bunu kabul etmiyorum. İki bankada mevduat hesabım bulunmaktadır. Her iki bank da faizsiz işlem yapan bankalardır. Bank Asya EFT ve havale işlemlerinden ücret almaması, çocuklarımın okudukları okul taksitlerini bu bankalar üzerinden yapılması tercih sebebimdir. Hesabıma gelen paraların bir çoğunluğu müşterilerime ait ödemelerdir. Hesabım da ciddi mevduat olduğu söylese de (1 Milyon 900 Bin) bunlar müşterilere aktarılan paralar olduğu gerçeği inceleme dışı bırakılmış, Ocak 2014’de hesapta para yokken, Eylül 2014’de hesapta para var denmiştir. Hesap hareketlerinin tamamı incelenince tespitin yanlışlığı görülecektir. Terör örgütünün yönlendirmesi ile işlem yapmadım. Bir işlemim de “… ‘inADINA’ şeklinde kayıt olduğu belirtilmiş. Bunun maksatlı olduğu iddianamede yer alıyor. Hâlbuki ben para göndereceğim şahısların isimlerini yazdıktan sonra örneğin “ Ali, Veli’nin adına diye işlem yapardım. Bahse konu işlemde isim soy isim gözükmediği için bu ifade yanlış anlaşılmıştır. Kaldı ki 1900 TL’lik bir parayı bankaya destek olmak için böyle bir ifade ile yatırmam akla uygun değildir.
ÇOCUKLARIMIN İYİ EĞİTİM ALMALARINI İSTEDİM
Çocuklarımı yapıya ait okullara gönderdiğim doğrudur. Suçlamayı kabul etmiyorum. Ben çocuklarıma ‘ size miras bırakmayacağım ama sizleri en iyi okullarda okutacağım demiştim. Bu nedenle de çocuklarımı eğitimi iyi olan Melih Kolejine ve Fatih Üniversitesi gönderdim. Bir kızım şu anda avukat olarak beni savunmaktadır. Demek ki amacıma ulaşmışım. Diğer iki çocuğun ise üniversite eğitimleri devam etmektedir. Ben sadece çocuklarımın iyi eğitim almalarını istedim. Kaldı ki maddi durumu iyi olan birçok aile benim gibi çocuklarını bu okullara göndermiştir.
ŞİRKETLERE ÇEVRE VE MÜŞTERİ ELDE EDEBİLMEK İÇİN GİRDİM
Polat A.Ş de bir dönem hissem olduğu doğrudur. 2010 yılında gördüğüm lüzum üzerine hisselerimi şirketin diğer 3 ortağına devrettim. Bu aşamadan sonra şirketle avukatlık ve hukuki danışmanlık vermenin haricinde bir ilişkim kalmamıştır. Bu şirketin haricinde benim Bol Süt A.Ş’de de hissem vardı. Ben bu ortaklıkları çevre ve müşteri elde edebilmek için gerçekleştirdim.
REKLAMI OLSUN DİYE AÇIKLAMAYI OKUMUŞ
28.01.2014’de Yurdaer Otel’de gerçekleştirildiği belirtilen ‘Bolu Demokrasi Platformu’ açıklamasını yaptık. O dönem hem aile dostum hem de bir büyüğüm olan yurt dışı gezilerinde de birlikte çıktığımız, şu anda hayatta olmayan bir abim yanıma geldi. Elinde bir metin vardı. Bu metnin hukuka aykırı bir yanı olup olmadığını bana sordu. Bende bir avukat olarak metni inceledim ve o dönem için hukuka aykırı bir yanının olmadığını söyledim. Açıklamayı benim okumamı istedi. Bahse konu açıklamanın yapılacağı toplantıya gazete ve televizyon temsilcilerinin katılacağını düşünerek ‘reklamım olur’ dedim ve kabul ettim. Açıklama için otele gittiğimde daha önce açıklamada isimlerinin olacağını bilmediğim STK’ları gördüm. Ben bu açıklama ile silahlı terör örgütüne yardım kastı taşımadım. Ben sadece arkadaşımı kıramadım.
FETULLAH GÜLEN’İ ÖVÜCÜ PAYLAŞIM YAPMADIM
İldeki örgüt mütevellileri içersinde yer aldığım iddiası gerçeği yansıtmıyor. Dosyadaki örgüt şemasında adım ve fotoğrafım yer alıyor. Ben dosaya içersindeki şemada yer alan insanlarla bir örgütün faaliyeti için bir araya gelmedim. Bazılarını tanırım. Sosyal medya paylaşımları nedeniyle iddianamede bu durum aleyhime delil olarak gösterilmiştir. Twitter hesabım dayanak alınmıştır. Bu paylaşımlarda Fetullah Gülen’i övücü paylaşım yapmadım. Paylaşımlarım hukuki görüşlerimi içerir. Mesela hala Bank Asya’ya el konulmasını doğru olmadığını,mülkiyet hakkının ihlali olarak görüyorum. 15 Temmuz akşamı hain darbe girişimini başarılı olup olmayacağının belli olmadığı saatlerde her türlü darbenin karşınında olduğuma dair atmış olduğum twitler mevcuttur. Bu paylaşımlarımın değerlendirerek hakkımda bir kanaate erişilmelidir.
SOHBET DİNLEYECEK BİRİ DEĞİLİM
Örgüt tarafından düzenlendiği iddia edilen dini toplantılara katılmadım. Zaten kişilik olarak sohbet dinleyecek biri değilim. Kendim konuşmayı severim, paylaşmayı severim ancak birini dinlerken sıkılırım. Kandil ve önemli gecelerde oğlumda camiye giderim. Bu tür gecelerde sohbetlere katılmadım.
ARAMA HUKUKU AYKIRIDIR
Sızıntı dergisine ait CD kabı ve bir CD benim daha önce ortak olarak bulunduğum büroda ele geçirildi. Arama yapılan yer benim iş yerim değildir. Bu nedenle arama hukuku aykırıdır. Buranın benin iş yerim olmadığı Bolu Barosu’na sorularak öğrenilebilir. Aramada ele geçirilen ve içeriği henüz belli olmayan CD’den elde edilecek hiçbir delili kabul etmiyorum.
GEZİLER ESNASINDA OKUL ZİYARETLERİ YAPILMADI
Dolaşmayı ve gezmeyi severim. Çocuklarıma miras bırakmayı düşünmüyorum. Fırsat bulunca dünyayı dolaştım. Bunun için belli bir arkadaş çevresi gözetmedim. Birçok kişiyle yurt dışına çıktım. Bu gezilerim turizm amaçlıdır. Geziler esnasında okul ziyareti ve benzeri örgütsel faaliyet yapılmadı. Gezilerden bir kısmına tur operatörleri ile çıktım. Gezi tutkum yurt dışı seyahatlerine sebep oldu. Bu gezilerde yanımda bulunan bir kısım şahıslar hakkında FETÖ/PYD soruşturması yapılması benim aleyhime delil sayıldı. Bu geziler ayrıntıları incelenirse ben fırsat bulduğum ve kişi ayırt etmeden bu gezilere katıldım. Gezilerin tarihlerine bakıldığında iş yoğunluğum olmadığı zaman aralıklarına denk geldiği görülecektir.
TAHLİYEMİ VE BERAATIMI İSTİYORUM
Devletin yöneticileri bu yapının silahlı terör örgütü olduğunu bilmezken benim bilmem beklenemez. Ben hiçbir zaman silah terör örgütü üyesi olmadım. Suçsuzum. Tahliyemi ve beraatımı istiyorum.
AÇIKLAMADA Kİ PARALEL YAPIYI SORDU
Savunmasının ardından Erol Altıntaş’a Mahkeme başkanı çeşitli sorular sordu. İlk olarak Bolu Demokrasi Platformunun yaptığı açıklamada yer alan “Hükümetin ‘paralel yapılanma’ söylemiyle kendi paralel yapılanması kabul edilemez” ifadesinde yer alan paralel yapılanma nedir? diye sordu. Soru üzerine Altıntaş, “Ben açıklamayı sadece herhangi bir kurum ve kişiye hakaret veya suç unsuru olabilecek bir unsur var mı diye kontrol etmiştim. Ve bu açıklamayı da bir rica üzerine okudum. Metni hazırlayan ben değilim. Bana göre bir suç unsuru görmedim. Darbe girişimden önceki bir dönem şu an yargılama konusu yapılıyor. Bu unsurunda dikkate alınmasını istiyorum” dedi. Bunun üzerine mahkeme başkanı paralel yapıyı savunmak için mi bu açıklamayı yaptınız?” diye sordu. Altıntaş, “Dediğim gibi metni ben hazırlamadım.Açıklamayı birlik ve beraberliğe atıfta bulunuyor olarak değerlendirmiştim” dedi.